28 Ağustos 2022

Kadınıma…

İkimizde biraz deliyiz. Güç alırız birbirimizden…

Seni buldum ya başka ne isterim?

Dursun dünya tozu ben temizlerim. 


Ben yaptım ben temizleyeceğim,  yardımına ihtiyacım var senden ilk kez yardım istiyorum. Kendimi bulmama yardım etmelisin. Yoksa yok olum gideceğim- gideceğiz. Yok olmayalım biz olalım…



“Kaç yıl geçerse geçsin, hangi koşulda olursam olayım, saat kaç olursa olsun, “Beni buradan al” dediğin an, gelip seni oradan alacağım.” 


Ben seni sevmek için sebep aramadım ki gülüşün yetti bana… 


Kendimi bulamadım kayboldum bulmaya çalışırken pırlantamı parçaladım, kırdım. Ben böyle biri değilim bunu sen de çok iyi biliyorsun artık yeni bir hayata atılıyorum senin için ne olur sensiz olmasın. Ben anladım ki sen benim hayatımın tam ortasında duran bir pırlantadan daha ötesin. 


Bir şiir seni anlatamaz ama içinde kendini bulabilirsin. Seni anlatan bir şiir yazamam, yazmam! Seni kimselerin öğrenmesini istemem. Buna bencillik diyebilirsin, bencilim konu sen olunca. 

Bir şairin en sevdiği şiiri gibidir dizlerin, ve okurken unuttuğu korkuları gibidir gözlerin.



16 Ekim 2021

Yanlızlığın Tanrıçasına

Babanın dizlerinde şimdi başın, 
Buz kesmiş eller dolanıyor beyninde,
Gücünden eser yok! 
Oysa sabitlemiştin o anlamsız gülüşü suratına,
Az çok öğrenmiştin hayatı,
Kuralların bile vardı bir de küçücük yüreğine giydirdiğin koskoca bir zırh,
Hep bir savunma halindeydi nefesin,
Kimsesizsin şimdi!
Bir ön ad bulamıyorusun içindeki yangına, 
Sıcaklığından mahrum kaldığın dizlere gidiyor aklın,
Büyük bir suçun olmalı, bedel ödemek seni hiç bu kadar yormadı.
Uzağındasın şimdi, sevdiklerine varan yolların,
Ses yok, 
Nefes yok, 
Tanrı yok, 
Ruhun bedeninden çok uzaklarda, 
Babanın dizlerinde hala,
Doyamadın sıcaklığına,
Bedeninse zamanın kirlenmiş ellerinde kırık dökük bir oyuncak,
Hala var bir umudun!
Başka bir gün, başka bir zamanda ,
Biliyorum parlayacak yeniden gözlerin, 
Biliyorum ısınacak bir gün yüreğin…



03 Nisan 2017

Bazıları Delirmez



Kafamın içinden merhaba,

Delisin! İnsanların ihtiyaç duyduğu delilerden! Belki de bir zamanlar delice sevmiş biri. Sakın yalnızlığa alışma. Sevmeye devam et. Yalnızlık, sevmekten daha kötü! Yalnızlık bir hastalık! O hastalığa alıştın mı bir kere kurtuluşu yok. Tüm vücudunu sarar, AIDS kadar etkilidir. İçten içe bitirir insanı. Yalnızlıktan şikâyet etsen de hayatın boyunca asla vazgeçemeyecek kadar bir ruh hastası olursun.

Büyümenin matemiyle…

   Gönlünden gidenlerle başladın, sevgiyle kucaklaştıklarınla sonra elveda deyişin garipti. Tüm elvedalar gibi, gitmemelerini istedin ama aynı sahne bildiğin, baktılar ıslak gözleriyle! Sonra minnet edercesine yok olup dağıldılar gecenin ortasında. Neydi seni bu yalnızlık uçurumuna sürükleyen? Fazla mı iyiydin? Fazla mı sadakat doluydu ellerin? Yoksa asla tanımı yapılamayacak kadar aciz miydi sevgin? Diğer insanlardan değil miydin? Baştan aşağı zenginlik kokan bir şaşaayla görünmedikten sonra mı kesildi cezan? Adına hükümler mi yazıldı? Derinlere mi indin çok? Kalbin taştan olduktan sonra sana yardım sözcükleri mi uzattılar? Yaradılışın mı farklıydı? Şeytan soyundan mı geldin? Neydi yalnızlık kâbusuna çeviren seni? Burada, bu gece ya da her gün kibarca gülümsemek miydi gerçek dostluk? Yalnızsın! Yalnızlık kâbusunda, bu teklik krallığın da mutlusun. Çünkü sana sadık olan dostların var. Mesela duygu yoksunluğu, seni asla  bırakmadı. Daima içinde oldu. Arada gizledin ve utandın ama seni hiç terk etmedi. Mesela gülmek. Dudağına saplı kalan bir et parçası değildi. Bir Tanrıydı ve seninleydi. Olsun yalnız öl. Yalnız bu rüyaları sen gör. Olsun her gece yalnız yat. Bu aptal Dünyada bırak yalnız kal!
Mahvolmuş hayatların varoluşları yok olmaktan geçer. 



Doğu Fidan
İzmir
Nisan 2017